Pazartesi, Nisan 30, 2007

ifadesiz



aslında kendimi iyi hissetmediğim zamanlarda yazmayı pek tercih etmem.sadece dibe vurduğumu düşünmek bana yazı yazmam için bir sebep gibi görünür.

boş zamanı olmayan insan oturup tatilde ne yapacağını düşünür.ama tatil için fazla bir seçeneğim olmadığı için betonarme denize bakmak bana tatilmiş gibi gelmiyor.ya da soğuk sularda dalgalarla boğuşmak,yosunların arasından temiz bir sulak alan bulmaya çalışmak pek de eğlenceli değil.özellikle de insanlardan hakikatten uzak ve yalnız geçirmek koca bir ayı.

neyse,sosyalleşeye ihtiyacım olduğu yalanını hiçbir tanıdığım yutmayacak,ben de içimdeki yalnızlığı bahane edip tekrar kabuğuma çekileceğim.ilgiye muhtaç ruhumu gerçek anlamda tatmin edebilecek bir şahıs ararken etrafımda ve bu sırada kimseye çaktırmazken sahte yüzümün arkasındaki ağlamaklı ifadeyi...aslında böyle yaparak (hani söylendi de bu cümle ama) kendimden soğuttuğumu hissediyorum.yürürken yan gözle dikizlediğim güzel kızlar,havalı kızlar,vesaire insanların hepsi bana niye tiksinir gibi bakıyor diye sorduğumda,maskemin düştüğü kaygısı doğuyor içime.neler diyorum ben.allahım bu ne özgüven eksikliği..kendimden utanıyorum.
tamam.sakinim.neler yapıyorum ben?üretiyorum,insanlarla iletişim kurabiliyorum(?),gülüyor eğleniyorum(?)...olmuyor.eksik bişeyler var.zaten o yüzden yazamıyorum.

bu yaz da aynı tatil beldesinde sıkıcı bir ay geçirmek istemiyorum.her sene "bu sene tatilin tadını çıkaracağım" desem de kendimi 3 ailenin aynı anda bulunduğu bir evi temizlerken yakalıyorum.güya tatil.manzarası,denizi,sessizliği bile yetmiyor.iş yapmasam,kimseyle konuşmasam,güneşin altında cayır cayır yanmak zorunda olmasam,kız gibi giyinmesem,boş boş televizyona bakabilsem...keşke.

2 yorum:

Elsa dedi ki...

tatil planlarınıza bi ayvalık, bir radar live istanbul, bir de olimpos ilave etmek istiyorum efem. sıkılmadan da yazınız, yazarak üretiniz lütfen.

tuhaffiye dedi ki...

burası bana altınoluğu anımsattı.