Cumartesi, Aralık 16, 2006

Gülüşün ince kıvrak şensin,bir selam vermeden geçersin,,,

Selam nasıllar?
Hayatta artık beni zorlayan tek şey kütük olmam sanırım ,benliğimde ve bütün sinir hücrelerimde dalgalanan ürpertinin kaybolduğu ; ağlamamaktan utanmamaya başladığım ;insanların suratlarına ,giyimlerine ,en ufak mimiklerine bakıp karakter tahlili yapmadığım ve ruhumu ,beni dişleyen kapitalistdinodaklıinsanlarıtüketicikuklalarhalinegetirengüçeksenli düzene teslim ederek sadece emir terakki ettiğim dünya gezegenin yeni düzeninde-yeni bin yılda- yaşamaktan dolayı acı çeken ve acılarıyla büyüyen şehirli entel genç ayaklarına yatmadan duramıyorum sanırım, , ,

Şöyle ki okuduğum bölüm gereği devamlı olarak dağlara tepelere çıkmaktayım ,bazen günde 300-500 km yol tepmekteyim...köy ,kasaba ,küçük ilçeler,şehirler,insanlar,koyunlar,ıssız ovalar doğa ve uzaklara dair bir ton görüntü var kafamda ,...ama canım otobüsten inip,şehre adım atar atmaz bütün o güzellikler yerini hayvanlardan ve doğadan çok daha vahşi ,acımasız ,mutsuz, üzüntü ve acıyla dolu binlerce yaratık,tüketen hayvanlar,hırsla dolu etler,içindeki boşluğu doldurmak için her türlü düzen uyuşuturucusunu emip duran insan kalabalıklarıyla doluyor , kendimi idealist ögretmenler gibi hissediyorum bu cümleyi kurarken ama harbiden şehirden kaçasım geliyor,bütün bu bayağılıkları ,bu çekişmeleri bu kendini beğenmiş egolar ordusuna sırt çevirip gerçekten kendim, geleceğim ve ileride doğacak insanlar için güzel bir şey bırakmak istiyorum. .
ne ki ?

Hiç yorum yok: